...ve mutluluğu sordu adam.
kadının yanıbaşında oturmuş uzakları seyrederken tek düşündüğü yola çıkmak, gördüğü o denizin ardında kendini nelerin beklediğini anlayabilmekti. mutluluğu orada bulacağına emindi. bazı geceler uykusunu bölen o rüyaya da aldırmıyordu artık. içindeki umudu yok edemeyecekti o çirkin rüya. yürümeye çalıştığı yolda can verdiğini gördüğü o kabus, ayak bağı olamayacaktı.
"sence" dedi kadına "ulaşabilecek miyim sonunda?"
kadın uzakları seyreden adama baktı. peşine düştüğü mutluluğu aramaktan asla vazgeçmeyen bu adama ne cevap vereceğini bilemedi bi an.
Cevabı biliyordu elbette, yanı başında duran bu mutsuz adamın aslında ufuklara değil kedere sevdalı olduğunu, istediğinin mutluluk değil, onu ararken çektiği özlem olduğunu ve hangi devirde, ne şekilde yaşarsa yaşasın o özlemin peşi sıra yürüdüğü yollarda mutluluğu bulamayacağını biliyordu. Talih yüzüne gülüp karşısına mutluluğu çıkarsa bile tanıyamayacaktı onu. Çünkü aradığı o değildi adamın.
Kadın önce hiç bir şey diyemedi. artık nişanesi haline gelmiş buruk tebessümü yerli yerinde iç geçirdi. bildiği halde söyleyememekten duyduğu acizliğe canı sıkıldı.
sessizce "Bilmem" dedi.
...
..
.
23.07.2005
Defterin arasında kaybolmuş eski bi karalama
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder