Mitchell McDeere bulunduğu yere varmak için çok çalışmıştı. Bütün büyük firmalar tarafından istenen ve akılda Wall Street olan genç avukat herkesi şaşırtarak Memphis' da çok özel ve çok zengin bir avukatlık şirketi olan Bendini, Lambert ve Locke Şirketine girer. Mitch ile karısı Abby Tennessee' ye yerleşip yeni yaşamlarına başlarlar. Genç tirler, mutludurlar ve hızla yükselme yolundadırlar. Ya da kendileri öyle sanırlar.
Çok geçmeden Mitch bir tehlike konusu alır: şirketin iki ortağı Cayman adası açıklarında dalarken kuşkulu bir biçimde ölmüşlerdir. Birden kuşkuları gerçekleşir. Bir lokantada yalnız başına yemek yerken gelen Tarrance adında biri FBI' dan olduğunu, şirketin güvenlik bölümünün Mitch' in evine ve arabasına dinleme aletleri yerleştirildiğini ve tehlikede olduğunu söyler. FBI daha sonra Mitch' le yeniden bağlantı kuracaktır.
Mitch Tarrance ile diğer buluşmalarında şirketin birkaç gerçek müşterisi olmasına karşın kesinlikle bir hukuk şirketi olmadığını öğrenir. Ne olduklarını ve ne yaptıklarını öğrenince dehşete kapılır. Tarrance FBI' ın içerde bir muhbir aradığını söyler. İşbirliğine yanaşmazsa FBI tarafından bir gün mahkemeye sevkedilecektir, işbirliği yaptığı takdirde şirket kendisini öldürecektir. Bir çıkış yolu yoktur.
Yoksa var mıdır? İnsanı son sayfasına kadar bırakmayan romanlardan biri.
Bence...
Çok güzel kitap.
Ayak oyunları,büyük organizasyonlar, para üzerine kurulan kurgu ve kumpaslar ilginizi
çekmiyor olsa dahi okunması gereken bir kitap.
Kahramanımız, çok zeki, çok çalışkan ve aynı ölçüde hırslı,
yeni mezun bir avukat. Kitaba adını veren şirket ise, dışarıdan bakıldığında adeta şu
İngilizlerin pek tuttuğu ‘Centilmenler Kulübü’ gibi görünen, asla siyahi ya da kadın
avukat almayan, çok gizli ve çok büyük müşterileri olan ve bu yüzden de yalnız
en iyileri işe alan bir yer.
Yetenekli avukatımız kendini hayatının en iyi teklifiyle
burun buruna buluyor ve tabii ki fazla tereddüt etmeden teklifi kabul ediyor.
İşe başladığında da şirketin gizlilik ve maddi ihtişamının örtbas etmesi
gerektirdiğini düşündüğü öyle çok tuhaf şeylerla karşılaşmıyor ama şirket
ortaklarından birinin ölümü, ardından yakın tarihlerde ölmüş iki başka ortağı
duymasıyla birlikte biraz aklı karışıyor.
Tam neler olup bittiğini merak etmeye başladığı sıralarda karşısına
çıkan bir FBI ajanıyla birlikte şüphelerinin pek de yersiz olmadığını anlıyor.
John Grisham’ın kurgu yeteneği, kitapta yarattığı tempo
ve bitmeyen heyecan birleşince ortaya tadından
yenmeyecek bir hikaye çıkıyor. Bu adamdan daha çok kitap okumalı.
Tavsiyedir efenim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder