6 Ağustos 2015 Perşembe

Luther


Oldum olası sevmişimdir BBC'nin az ve öz bölümlük dizilerini.

2002 - 2008 yılları arasında yayınlanmış dört sezonluk diziyi de sevdim. Henüz ilk sezonundan bir kaç bölümünü izlediğim dizinin baş kahramanı Idris Elba tarafından canlandırılan zeki dedektif John Luther.

Diziye adını veren Luther'in, bir çocuk katilinin peşindeyken tam onu yakaladığı sırada ölmesine izin vermesi meslek hayatına kısa süre de olsa tedavi görmek için ara vermesine sebep oluyor.  Tedavisi bitip yeniden gerçek dünyaya döndüğünde eşinin ondan  ayrılmaya karar vermesi, üzerine gelen ithamlar vs derken sıkıntılar bitmek bilmiyor.

Tam da böyle bir durumdayken, ona merhaba diyen dava da epeyce çetrefilli.  Ve fakat, "Sorunları çözülemeyen esas oğlan" şablonuna birebir uyan kahramanımız bu davayı çözmek için elinden gelen her şeyi yapıyor.

Dizi güzel. The Wire'da çok alışmışım aksanına, Idris Elba'yı kendi aksanında dinlemek enteresan oldu.

Bir de gerçekten seviyorum şu İngilizlerin dizilerini.  Polis ekibi mankenlerden oluşmuyor, gerçek görünen, kusurları olan,  3 boyutlu karakterler izliyorsunuz.

Bizde de örnekleri var tabi ki. Her ne kadar hayal meyal hatırlasam da sonradan bulup buluşturup birer ikişer bölüm izlediğim bir zamanların ünlü dizisi İz Peşinde (Rahmetli Osman Yağmurdereli ve Mehmet Aslantuğ'un oynadığı ), Harun'u, Hayalet'i,  Akbaba'sı ve tabii ki Behzat Amirim le Behzat Ç, konuyu geçtim gerçekçilikleriyle sevdirmişler kendilerini.

Tabii bir de Arka Sokaklar'daki Hüsnü Çoban  var. :) Ama Arka sokakları ne kadar istesem de polisiye kategorisinde ciddi ciddi düşünemiyorum.

Neyse. Konuyu dağıtmayalım.
Luther izleyelim, İngiliz aksanı dinleyelim. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder