22 Temmuz 2015 Çarşamba

Hisarüstü Cinayetleri - Cüneyt Ülsever

Arka Kapaktan : 


"İstanbul'un sevabı çoktur. Ama bir o kadar da günahı vardır. Milyonlarca insanı o mahvetmiş, o yok etmiştir. Sevaplarının ödülünü kim verir bilinmez ama günahlarının cezasını adalet değil felek verir!"

Bence...

Polisiye okurken küçük yayın evlerinden çıkan hazinelerle karşılaşsam da, pek hüsrana uğratmadığını düşündüğüm belirli bazı yayın evlerinin kitaplarını alırken tereddüt etmem. Bilirim ki nadiren karavana atarlar.Doğan Kitap onlardan biri. Grange, Ahmet Ümit, fındık fıstık yer gibi kitap çıkarmadan önce Tess Gerritsen kitaplarıyla iyiden iyiye güvenimi kazandığı için pek bakmam  yorumlara.

Cüneyt Ülsever ise, tecrübesine ve tabii ki emeğine saygı duyduğum bir yazar. Her ne kadar daha önce yalnızca Hacı kitabını, özellikle de Kayseri’de okumuş olmanın verdiği bir merakla da okumuş ve diğer kitaplarına henüz vakit ayıramamış olsam da iyi bir yazar olarak bilirim.

Yalnız bu defa… Yüzüstü bırakılmış gibi hissediyorum kendimi.

Ankara , Antalya ve İstanbul şehirlerine yayılmış bir öykü bu. İlk bölümlerde üç karakteri tanıyoruz, sonraki bölümlere cinayetler işleniyor, sonra karakter tahlillerine biraz daha giriyoruz. Saç örgüsü gibi, sırasıyla benzer olayların birbiri ardına farklı şehirlerdeki tekrarlarını okuyoruz. Derken katilleri, kurbanların yanındaki en sadık adamlarını  da tanıyoruz uzun uzadıya. Üç şehirdeki  polis ekipleriyle tanışıp biraz daha karakter geçmişi okuyoruz. Sonra örgünün arasına bir düğüm atılıyor, üç şehirdeki üç polis bir araya giriyor, “Üçlü Çete” meğer çok eskiden arkadaşmış. Bir tane de kilit tanık.
Sonrasında da tıkır tıkır çözülüyor düğümler.  Burada maalesef öyküyü açık edeceğim birazcık, burayı atlayabilirsiniz.
--------------

Kitabın başından sonuna ortalarda görünmeyen, hiç bilinmeyen, hiç tanınmayan biri çıkıyor katil. 

------------

Son sahnelerdeki sürpriz bile sürpriz değil deneyimli gözler için.
Genel tema cinsiyet. Eşcinseller, cinsiyetsizler, vs vs.  Psikanaliz 101’e giriş yapıyor gibisiniz.
Kitap hakkında kesin olarak söyleyebileceğim şey karakterlerin çok iyi çalışıldığı. Ama onlar da sanki doğrudan çalışma kağıtlarından kitaba alınmış gibi. Abartmıyorum, benim öykülerim için çıkarttığım karakter notlarıyla aynı tınıda, aynı üslupta tanıtıyor yazar karakterleri.

Sonra olayların sanki itekleye itekleye ilerleyişi, herşeyden üç kere okumak, isimler, karakterler, detaylar, detaylar, detaylar… aynı şeyleri, üstelik biraz olsun merak edemeden hep üç kere tekrarlamak…
Anlatırken  dahi yoruldum.
Dedim ya, benim için fena halde sukut-u hayal.

Tavsiyem, okuyacaksanız sabrınızın bol olduğu bir sıra okuyun. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder