28 Temmuz 2015 Salı

Su - Buket Uzuner


Arka Kapaktan : 

Gazeteci Defne Kaman bir yaz akşamı bindiği vapurda arkasında hiçbir iz bırakmadan kaybolur. Onu aramakla görevli Komiser Ali Ümit ile arkadaşı Sahaf Semahat kendilerini aniden tuhaf olaylar ve esrarengiz semboller arasında bulurlar. Bir yandan kendi hayatlarını sakatlayan yasak ve tabulara rağmen ayakta kalmaya çalışırken, kayıp gazeteci Defne Kaman'ın peşinde nefes nefese bir maceraya sürüklenirler. Buket Uzuner, SU romanında bütün canlı varlıkları eşit değerde kabul ederek doğayı ve yaşamı kutsayan kadim Türk geleneği Kamanlık'a (Şamanlık) selam ederken, okurları hem eko-feminist bir okumaya, hem de 1000 yıl önce Uygur harfleriyle ön-Türkçe yazılmış olduğu düşünülen (Mutluluk Bilgisi) KUTADGU BİLİG ŞİFRESİ ile zihin oyunlarına davet ediyor.

Bence... 
1) Çok gerçek, çok bizden, 'şu kadın/adam var ya aynı bizim X' diyebileceğiniz karakterler
2) Kamlık, şamanlık üzerine aydınlatıcı, geniş bilgiler
3) Kadınlar ve kadınların Türk toplumundaki yeri hakkında gayet akılcı, gayet gerçekçi gözlem ve çözümlemeler
4) Çevre konusunun ne kadar önemli olduğunu anlatan duyarlı metin
4) Pek polisiye denemez.
5) İlk bölümlerdeki usluba alışınca gerisi akıcı gidiyor.
6) Adım başı Kumral Ada Mavi Tuna - Reklamları izlediniz.

ve son olarak...
Bir karakterin ağzından çıkanları yazara maletmemek uğruna sanki yazardan azade biriymiş gibi görüp yorumlayacağım...

Ön yargıları aşmak atomu parçalamaktan daha zor  gerçekten. Keşke karşıdan beklediği hoşgörüyü karşısındakine de gösterebilse insanlar. Semahat kendi düşündüklerini doğru bildiği gibi, karşısındakinin doğrularının onun için doğru olduğunu kabullenebilse. Ve birileri ona, ahiret inancı olanlar için diğer dünyadaki hayatın gerçek yaşam olduğunu, bu dünyanınsa geçici olduğunu anlatabilse.

Bilmiyorum. Zor bi kitaptı benim için.
Her anlamda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder