19 Temmuz 2015 Pazar

Kapan

Arka Kapaktan :

Dört kitaptan oluşan David Hunter serisinin ardından Simon Beckett, yeni kitabı Kapan’la yeniden, geçmişi arkasında bırakmaya çalışan bir adamın hikâyesini anlatıyor. Polisten kaçarken kendisini Fransa’da bulan Sean bir kapana basar ve o andan itibaren, gizem dolu bir dünyanın kapıları ardına kadar açılır. Bir yandan geçmişin sancılarıyla uğraşırken, diğer yandan kuralları sahibinin koyduğu bir çiftlikte, yeni maceralara bulaşmak istemediği halde kendisini ölümcül sırların ortasında bulur. Ortadan kaybolan kişiler, çarpık ilişkiler… Simon Beckett Kapan’la birlikte okuyucularına tekinsiz, gerilim dozu yüksek, etkisinden kolayca çıkılamayacak bir deneyim sunuyor.

Bence...

Simon Beckett'ın önceki kitaplarını okuduysanız fark etmişsinizdir. Yazarın, pek orijinal olmasa da sizi içine çekip kendinizi kurtaramadığınız kitapları var.  Tekniği enteresan. Sanki günlük olayları takip eder gibi takip ediyorsunuz olan biteni. Çok üzmeden, çok yıpratmadan, nasıl demeli, biraz da nahif bir şekilde akıp gidiyor öykü.

Önceki dört kitapta ortak bir kahramanımız vardı. Her ne kadar kendisi bir Jane Rizzoli, bir Myron Bolitar değilse de sevmiştik. Bu kitapta Hunter yerine,  Fransız filmlerine tutkun bir İngiliz olan Sean'la birlikte, birinci tekil şahıs olarak olaya dahil oluyoruz.( Bu arada ilk elden hikaye anlatımını yadırgamadığım tek kitap Stephen King'in Kemik Torbası. Onun dışında irkilmeden okuyabildiğim bir örnek henüz bulabilmiş değilim. )

Eğer türe meraklıysanız daha kitaba başlar başlamaz olayın nerede bitebileceğini anlıyorsunuz. Çok şaşırmadan usul usul hikayeye girip okurken kitabın nasıl bittiğini anlamıyorsunuz bile.
Dediğim gibi nahif bir anlatım ve öykü var.  Kahramanlar fena değil ama yine aranan heyecandan eser yok. Sürprizli bir son beklemeyin yani.

Yine de fena değil. Bayram tatili için iyi bir seçenekti. Sıkılmadan okudum.

Tavsiyedir :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder